Kışı İlaçsız Geçirebilmeniz İçin 10 Öneri
Kışın hafif bir hastalık anında soğuk algınlığı ilaçlarına sarılmak istemeyenlere, acile iğne veya serum için gitmeyip bir an önce iyileşmek isteyenlere altın değerinde öneriler
1-) Eskiler ne güzel demiş bir terlersen geçer diye. Yapılan çalışmalarda soğukluğun vücuttan en iyi atılım şeklinin terleme olduğu gösterilmiştir
2-)Bal, zencefil, zerdeçal, adaçayı, ıhlamur, nane, ud-i hindi ile kendimize bir atom yapabiliriz
3-)Soğan ve sarımsak doğal antibiyotiktir. Hastalık anında bolca tüketilmelidir
4-) Propolis enfeksiyonla savaşta çok güzel bir destektir
5-) Soğuk sıkım pekmez ve kavrulmamış tahin vücudu ısıtır
6-) Tarhana, kelle-paça gibi mineralli çorbalar hastalık anında iyileşmeyi hızlandırır
7-) Hastalık anında eğer iştahınız kapalı ise gereksiz yemek yemek için uğraşmayın. Çünkü vücut enfeksiyonlar ile savaşmak için iştahınızı kapatmıştır. Sıvı tüketimi de vücudun ihtiyacı kadar olmalıdır. Bilinenin aksine çok sıvı tüketimi iyileşmeyi geciktirir
😎 Doğal kaya tuzu enfeksiyonla savaşta mineralleriyle çok güzel bir destektir. Hastalık anında kullanımı belirli ölçüde arttırılabilir
9-) Hastalık anında çok uyumadan dinlenmek gerekir. Çok uyku vücudu soğutur iyileşmeyi geciktirir
10-) Vücut sıcak olmalıdır ama akciğerlere temiz soğuk hava çekmek akciğer korunmasında çok etkilidir
Hekimlik Hasta İlaç Eşleştirmesi Değildir
Sadece kimyasal ilaçlarda değil bitkisel ilaçlarda ya da diğer geleneksel veya modern tedavi yöntemlerinde de aynı durum geçerli
İnsanı dinlemeden veya dinleyemeden belirli kalıplarla tedavi vermek
Tabi hiçbir ağrı çekmeden anında iyileşmek isteyen hastalar, her bir şikayeti için ayrı ayrı ilaç isteyen hastalar, en ufak burun akıntısında hastaneye koşan hastalar bu şekil tedavileri tetikliyorlar
Arabalar için kötü tamirciye denk gelmiştir herkes. Tam sorunu anlamadan bir parçayı değiştirirler. Araba sonra tekrar arızalanır eğer ehil bir usta bulabilirseniz asıl sorunu tespit eder ve belki küçük bir dokunuşla işinizi halleder.
İnsan da işleyen bir sistem. Eğer vücudun hastalık ve sağlık hallerini tam kavrayıp asıl bozulan sistemi tespit edebilirsek şifa bize uzak değildir
Hastalıklar Mı Arttı, Tanı Yöntemleri Mi Daha İyi?
“Aslında hastalıklar artmadı sadece tanı yöntemleri arttı” bize kabul ettirilmeye çalışılan bir dayatma.
Bu güneşi balçıkla sıvamak ve sorunları görmezden gelmektir
Eğer kanser eskiden de vardı gelişmiş tanı cihazlarımız yoktu ise, bu “eskiden de olan” kanserler ilerleyip tüm vücudu sardığında da mı tanı koyamıyorduk? Tanı koyamadığımız kanserli hastalar bir gece ansızın uykularında ölüp nedeni bilinmez ölümler arasına mı kaydediliyordu?
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktiviteli çocuklar vardı da ne olduğu anlaşılamıyor muydu?
Astımlı çocuklar nefes krizlerine giriyor da bir sırtını dinleyen çıkmıyor muydu?
Evet bazı hastalıklar modern görüntülemeler ile daha iyi tespit ediliyor ama asıl artan hastalıklar
Bunun başlıca nedenleri ise
📌Hareketsiz, stresli yaşam
📌GDO’lu hibrid tohumlar
📌Toprağa boca edilen kimyasallar
📌Fazlaca kullanılan kimyasal ilaçlar
📌Çok ürün üretme hırsıyla gıdalarda kullanılan katkı maddeleri
📌Endüstriyel yaşam
📌Hava kirliliği
Kabızlığı Ciddiye Alın Vücudunuz Kokuşmasın
📌Kabızlık bağırsaklardaki atıkların atılamamasıdır
📌Atıkların oluşturduğu toksinler her geçen zaman içinde daha zehirli bir gaz oluştururlar
📌Çöpleri atmadığımız zaman oluşan kokular gibi bağırsaklarımızda da çürümeler olur
📌Vücudumuzun temizliğinden sorumlu ana organlarından birisi karaciğerdir. Karaciğer atıkların bir kısmını safra yolu ile bağırsaklara atar. Eğer kabızlık nedeni ile yol tıkalı ise toksinler yeniden emilerek bedeni zehirler
📌Kabızlığın en önemli nedenlerinin başında gerginlik ve stres gelir
📌Kabızlık için keten tohumu, gün kurusu kayısı, zeytinyağında beklemiş incir, bol sebze meyve, fayda sağlar
📌Kabızlık durumunda süt ve süt ürünleri, beyaz ekmek, hazır gıdalar, kızartmalar, kırmızı et, çikolatadan uzak durmak gerekir
Şeker Kapanı Nedir Nasıl Kurtulunur?
Rafine şekerli gıdaları, abur cuburları, işlenmiş karbonhidrat içeren ekmekleri, pastaları, börekleri yedik
Bunlar bağırsaklardan hızlı emilirler ve kan şekerimizi istemediğimiz hızda yükseltirler
Yükselen kan şekerine karşın pankreastan insülin hormonu salgılanır
Kan şekeri hızla yükselip, üzerine insülinde hızlı tepki verince bu sefer kan şekeri hızla düşer
Düşen kan şekeri etkisiyle yeniden şekerli gıda yeme ihtiyacı oluşur
İşte buna Şeker Kapanı diyoruz. Karnımız toktur ama kan şekerimiz düştüğü için yalancı bir açlık yaşarız
Sürekli acıkıp birşeyler yeme ihtiyacı duyuyorum diyenlerin yaşadığı durum budur
Peki Şeker Kapanından nasıl kurtuluruz?
Öncelikle rafine şekerli gıdalar, rafine unlu gıdalardan uzak durmalıyız
Tüm yemeklerde bolca salata, yeşillik bulundurmalıyız. Lifli besinler emilimi yavaşlatırlar ve kan şekerinin hızlı yükselmesini önlerler
Yemeklerle beraber Ev yapımı yoğurt tüketilmesi de kan şekerini düzenler. Fakat özellikle et ürünleri ile beraber yoğurt değil yeşillikler tercih edilmelidir
Bir diğer çözüm yolu ise yemek sonrasında bir yemek kaşığı kadar doğal sirkeyi bir bardak su ile beraber içmektir
Sirkeli su yemek sonrasında safra salgılanmasını dengeler, sindirim artıklarını temizler, yemek sonrası yorgunluğu azaltır
Hastalar Neden İyileşemez
İyileşeceğine inanmamak
İnsanları iyileşemeyeceklerine ve ömür boyu hasta kalacaklarına o kadar ikna ettiler ve o kadar karamsarlığa sürüklediler ki tam şifa kavramı unutuldu, iyileşmeye inanç kalmadı
⏳
🔦Doğru tedavilere ulaşamamak
Baskılayıcı, bedene saygı duymayan, fıtrata ters tedaviler yerine onarıcı, bedenin iyileşmesini destekleyen, fıtrata uygun tedaviler ile şifaya ulaşmak daha olasıdır
⏳
🔦Doğru teşhisin konulamaması
Oldukça karmaşık hastalık isimlendirmeleri ile asıl odak kaçırılmaktadır. Hastalığın gerçek nedenleri tespit edilememektedir.
⏳
🔦Kişiye özgü olamamak
Tanı ve tedavi kişiye özel olmalıdır. Hastalık isimleri değil kişiler tedavi edilmelidir
⏳
🔦Hekimin kendi verdiği tedaviye inanmaması
Size ilaç vereceğim ama bu sizi iyi etmeyecek, ömür boyu bunu kullanmanız gerekecek. Bir de sizde şu ilacı deneyelim diyerek şifaya ulaşılmaz. Hekim verdiği tedavinin arkasında durabilmelidir
⏳
🔦Hasta-Hekim iletişim eksikliği
Karşılıklı güven, düzenli takip ve yeterli süre önemlidir. Bir hastaya 6-7 doktor tarafından öneri verilerek, en fazla 5 dakika ayrılarak ve bütüncül bir değerlendirme yapmadan şifayı elde etmek güçtür
⏳
🔦Ruhun tedavi edilmemesi
Şifa bedenle beraber ruhun tedavisidir. Sadece bedenin tedavi edilmesi eksik kalır. Ruhun tedavisi 3-4 tane psikiyatrik ilaçla yapılamaz. Ruhsal travmalar tespit edilmeli ve doğru yaklaşım yapılmalıdır
⏳
🔦Hastaların rahatlarını bozmaması
Hastalar sadece ilaçla iyi olacaklarını düşünürler. Kendileri emek göstermezler. Tüm yükü hekime verirler. Bilinmelidir ki şifa emek ister, gayret ister. Hayat tarzı değişikliği yapmadan, beslenme düzenini değiştirmeden hareketsiz yaşamdan uzaklaşmadan şifa zordur
Hastalar bilselerdi kronik hatalar kronik hastalıkları yapar, o zaman belki rahatlarını bozarlardı
⏳
🔦Şifanın nasip olmaması
Hastalıkların farklı veriliş hikmetleri vardır. Doğru tedavi, doğru yaşam tarzı değişikliği ile iyileşmenin garantisi yoktur. Şifayı gerçek sahibinden isteyerek, sabırla inanılan tedaviye devam edilmelidir
Kronik Yorgunluk Nedir?
Ne olacak bu yorgun insanların hali🤷♂️
Sürekli halsiz ve bitkin hisseden, yatak istirahati ile geçmeyen yorgunluğu olan, devamlı uyku hali bulunan, sersemlik, odaklanma güçlüğü ve depresyon hali yaşayan, kas, eklem ve baş ağrıları olan çokça hasta var
.
Hastalar bu şikayetlerle hastaneye başvuruyorlar
Eğer laboratuvar testleri ile belli olan hastalıkları yoksa (ki genellikle olmuyor) birkaç öneri ile eve gönderiliyorlar.
Sen benim hastam değilsin denilerek başka bir bölüme paslanıyorlar🤦♂
.
Halbuki kronik yorgunluk birkaç öneri ile geçiştirilemeyecek kadar ciddi, vücudun verdiği çok önemli ve değerli bir tepkidir
.
Yorgunluk çoğu zaman vücudun toksinler ile (yani atıklar ile) başa çıkamadığını gösterir
.
Otomatik sistemler ile üretim yapan bir fabrika düşünelim. Fabrika işleyişinde problem olduğunda üretim hemen durmaz. Aksamalar başlar. Üretimde yavaşlama görülür, hatalı ürünler çıkar. Fabrikanın tamamen üretim yapamayacak hale gelmesi yani iflas etmesi seneleri alır
👌👌👌
Bu gecikmeyi, hatalı ürünleri yani genel olarak yavaşlamayı ben insan vücudunda yorgunluk olarak değerlendiriyorum
👌👌👌
İşini iyi yapan bir endüstri mühendisi fabrikaya baksa aksayan yönleri tespit eder ve doğru müdahale ile yavaşlamayı giderir
Aynı şekilde insan vücudunda da bir yavaşlama, yorgunluk ortaya çıktığında ciddi şekilde değerlendirilmeli ve aksayan yönler tespit edilmelidir.
Eğer tespit edilemezse sürecin sonucu tansiyon, şeker, romatizma, depresyon gibi kronik hastalıklardır
Benim kronik yorgunluk hastalarımda kontrol ettiğim ve müdahale edip sonuç aldığım nedenler şunlar
🔑Sindirim problemleri
🔑Vitamin, mineral eksiklikleri
🔑Tiroid Problemleri
🔑Ruhsal Travmalar
🔑Hormonal dengesizlikler
🔑Kalitesiz ve toksik beslenme
🔑Enfeksiyonlar
🔑Detox mekanizmalarında bozulma
Neden sürekli yorgunum ?
Yorgunluğun, vücudumuzun hastalıklardan önce önemli bir mesajı olduğundan bahsetmiştik
Vücudumuz doğru gitmeyen birşeyler var, ben artık başa çıkamıyorum demektedir
Peki bunun nedenleri neler olabilir?
.
👓Doğru çalışmayan sindirim sistemi
Gıdalarda emilim problemi oluşacağı için karnımız doymuş gibi olsa da hücrelerimiz aç kalacaktır ve haliyle yorgunluk görülecektir
.
👓Eksik olan vitamin, mineral eksiklikleri
Vitamin ve mineraller vücut sistemlerinin doğru çalışabilmesi için elzemdir. Özellikle enerji üretme sistemindeki aksaklıklar bize yorgunluk olarak döner
.
👓Tiroid Bezi düzensizlikleri
Tiroid bezi vücudun orkestra şefidir. Şef yavaşlarsa tüm orkestra yavaşlar.
.
👓Ruhsal bunalımlar, stresler
İnsan fiziki beden ve ruhsal bedenden oluşmuştur. Ruhsal bedende travma varsa fiziki bedende yorgunluk olarak kendini belli edebilir
.
👓Hormonal Dengesizlikler
Yorgunluğu oluşturan etmenlerin en önemlilerinden birisi de hormonal dengesizliklerdir. Özellikle kadınlarda düzenleme şarttır
.
👓Kalitesiz, zararlı gıdalarla beslenme
Vücudumuzu çöp yığınına dönüştürüp yorgun bırakır. Vücut atıkları atabilmek için enerjisinin çoğunu boşa harcar. Atıklar zamanla toksin temizleme sistemini de bozarlar. Böylece kısır bir döngü oluşur. Vücutta zararlı birikim devam ettikçe de yorgunluktan kurtulanamaz
.
👓Enfeksiyon
Nasıl grip, nezle olduğumuzda halsiz düşüyorsak, vücutta uzun süreli bir enfeksiyon varlığında yorgunluk görülür.
Güç ve Umudumu Nereden alıyorum?
Hastalarım benim için çok değerliler
Allah (c.c)’nun Şafi isminin aracısı olarak bizi tercih etmeleri bana çok önemli bir sorumluluk yüklüyor🙏
.
Bu anlamda çoğu zaman uzun mesailer olsa da hastalarımın iyileşme müjdesi yorgunluğumu alıyor👏
.
Bu sorumluluk altında bana ve hastalarıma güç ve umut veren iki hadis-i şerifte Efendimiz (s.a.v) şöyle buyuruyor
👇👇👇
“Allah Teâlâ Hazretleri hastalığı da ilacı da indirmiştir. Ve her hastalığa bir ilaç var etmiştir. Öyleyse tedavi olun. Ancak haram olan şeyle tedavi olmayın.” [Ebu Dâvud, Tıbb 11, (3874).]
👇👇👇
“Şâfi-i Kerim Allah Teâla Hazretleri, her ne hastalık indirmişse onun devasını da indirmiştir.” “Tek bir hastalığın ilacı yoktur.” “İhtiyarlık!”
.
Peygamber efendimiz böyle buyururken daha hasta kapıdan girmeden bu hastalığın tedavisi yoktur diyenlere ben anlam veremiyorum
Bütüncül Tıbba Göre Bazı Laboratuvar Değerleri
Kişiye özgü tedavi uygulayabilmek için kişiye özgü tanı şarttır
Bu anlamda hastalarımda laboratuvar testlerini de kullanıyorum
Bazı Laboratuvar değerlerinde hedef olarak aşağıdaki aralıkları takip ediyorum
D vitamini 👉 80-100 ng/ml
B12 vitamini👉800-1000 pg/ml
Magnezyum👉 > 2,1mg/dl
Çinko 👉>100 mg/dl
Folik Asit 👉9-12 ng/ml
TSH 👉 1-2,5 mU/l
Serbest T3 👉3-4,2 pg/ml
Serbest T4 👉1-3,1pg/ml
Trigliserid 👉80-100 mg/dl
GGT 👉9-16 U/L
Ferritin 👉40-70 mg/L
Demir 👉 40-50 mg/dl
HbA1c 👉%4.8-5.4
Açlık İnsülini👉 3-5 mg/dl
Açlık Kan Şekeri👉70-100 mg/dl
Ürik Asit 👉 3-5.5 mg/dl
İnsanlar Neden Hasta Olur ?
Hastalıklar almış başını gidiyor. Belli yaş üzerinde hasta olmayan elle gösterilir hale geldi. Çocuklar deseniz ayrı bir girdabın içinde
Hal böyle iken bu soru daha da önemli hale geliyor
Ben neden bu hastalığa yakalandım diye düşünen kaç kişi gördünüz?
Veya bir hekimin bir hastasına acaba neden hasta oldunuz diye sorduğuna hiç denk geldiniz mi?
‘Sorular, cevaplardan daha önemlidir!’
Çünkü sorular bilgiyi gizlendiği yerden çıkartmaya yarar
Ben de bu soruyu sordum ve bulduğum cevapları aşağıya yazdım. Her bir başlık uzunca tartışılabilir. Nedenler fazlasıyla çoğaltılabilir
Bu konuda sizin de düşüncelerinizi merak ediyorum
Zira neden hasta olunduğunu bulabilirsek tedavi çok daha kolay olacaktır
-/Biyokimyasal bozulmalar
-/Mizaç bozulmaları
-/Fıtrat bozulmaları
-/Beslenme bozuklukları
-/Uzunca süre tekrar edilen hatalar
-/Hakedişler
-/Temizlenme
-/Kronik toksin maruziyeti
-/Ruhsal travmalar
-/Yükseltme
-/Ailevi huzursuzluklar
Hastalık Yanılgısı Nedir?
Kronik hastalar bu yazı sizin için (Yani Türkiye’nin yarısından çoğu için)
! Birileri sizi kandırıyor
Dr. Jeffrey S. Bland menşeili bir kavramdan bahsedeceğim
“The Disease Delusion”
Türkçeye Hastalık Yanılgısı, Kuruntusu, Aldanması diye çevirilir
Kronik hastalık tanıları bir aldanmadır, yanılgıdır
Şöyle anlatalım
3 adet başı ağrıyan hasta. Hastaneye gittiler ve migren tanısı aldılar
Tedavi olarak da 3 hastaya da ağrının derecesine göre ağrı kesici reçete edildi
Eve geldi bu kişiler ve sordular ne oldu?
Cevap: Ben migren hastasıymışım
Eee migren tanısı almak bu hastaya ağrı kesici almaktan başka ne kazandırdı
Hiçbir Şey
Bir de bu kişilerin bütüncül tıp ile ilgilenen bir hekime gitmiş olduğunu düşünelim
Hekimin hastalardan birine sindirim problemine bağlı baş ağrısı, birisine hormonal dengesizliğe bağlı baş ağrısı, diğerine de toksinlere bağlı baş ağrısı tanısı koyduğunu düşünelim
Bu kişilere yine eve gittiğinde sordular ne oldu?
Ben de sindirim problemine bağlı baş ağrısı varmış
Hmmmm
O zaman sindirim problemi çözülürse baş ağrısı gider
Bakın ikisi ne kadar farklı sonuç doğurdu
Hastalık yanılgısı ilaç sektörünün, modern tıbbın işine gelir
Kişi derse ben de migren var
O zaman bunun tedavisi bellidir ağrı kesici
Ama derse ben de sindirime bağlı baş ağrısı var
Onun da tedavisi ağrı kesici değil, sindirimi düzeltmektir
Vücudumuza saygı duymak nedir?
.
Bir çocuk düşünelim. 7-8 yaşlarında biraz yaramaz, etrafı kırıp döken bir çocuk🙇♀️🙇
.
Annenin böyle bir çocuğa yaklaşımı nasıl olmalıdır? Şefkatli bir şekilde neden böyle davranmaması gerektiğini anlatır. Neden yaramazlık yaptığını düşünerek nedenleri ortadan kaldırmaya çalışır. Olumlu davranışları daha çok öğreterek olumsuzları azaltmasını dener. 🙋🙋
Veya hafif, öğretici cezalarla bu davranışlarından uzaklaşması için çabalar
.
Bunlar şefkatli aklı başında bir annenin yapması gerekenlerdir
.
Peki çocuk her yaramazlık yaptığında çocuğu tekme tokat döven anneye ne denir?🤦♀️🤦♀️
.
Anne böyle davransa çocuğun gelişimi nasıl etkilenir?🤷♀️🤷♀️
.
Çocuk belki belirli bir süre korkudan yaramazlık yapamaz ama sonra çocukta bıraktığı travma neticesinde gelişimi çok daha kötü etkilenir. Geri dönüşümsüz etkiler bile bırakabilir
.
Aynı şekilde;
Tansiyon yükselince tekme tokat tansiyonu düşürmeye çalışmak, baş ağrısına ağrı kesiciler ile şiddet uygulamak, enfeksiyonlara antibiyotikler ile saldırmak bu şefkatsiz annenin davranışları gibidir
.
Belirli bir süre baskılasa da sonuçta vücut sarayı büyük zarar görür
.
Vücudumuza saygı duymak dedik
.
Saygı şiddet ile olmaz, saygı şefkat ile olur
.
Saygı desteklemek ile olur baskılamak ile değil…
Doğru Referans Nasıl Olur?Gelin bir özeleştiri yapalım
Kandilden yanımıza kâr olarak kalsın
Hastalık veya sağlık durumunda otoriteler ne demiş, bilim adamları ne buyurmuş, amerikan bilmem ne akademisi ne söylemiş, son güncel kılavuzlar ne öneriyor diye araştırmanın yanında
.
Peygamberimizin bu konudaki yaklaşımı nasıldı veya nasıl olurdu diye düşünüyor muyuz?
.
Belki böyle bir bakış açısı yakalayabilirsek ibadeti bize yoga olarak geri sattıklarında
“Vay be adamlar neler bulmuş” demeyiz de “Bunu ben zaten yapıyorum” deyip gülüp geçeriz