Bütüncül Tıp ile Tanışmam

Hacettepe yıllarımda ve mezuniyet sonrası dönemlerde aklımı kurcalayan bazı durumlar, bütüncül tıp yolculuğunu keşfetmemi sağladı. Bütüncül tıp; hastaların hem fiziksel hem ruhsal hem de enerji bedenine, aşırı branşlaşıp tek bir noktaya odaklanmadan, vücudu tek tek organlara ve sistemlere indirgeyerek parçalara ayırmadan, tüm varlığıyla tedavi uygulama imkânı sunuyordu.

Hastanelerde hastalıkların temelinde yer alan beslenme bozuklukları, toksin birikimleri, stres yönetimi, uyku problemleri, sindirim sağlığı, sosyal yaşam travmaları yeterince konuşulmuyordu. Bedenimizin kendisini iyileştirme gücünü desteklemek yerine bu güç sürekli baskılanıyordu. Kronik hastalıklar için sıklıkla telaffuz edilen cümleler şöyleydi:

• Bu hastalık iyileşmez.
• Bu ilacı ömür boyu kullanmalısın.
• Bu durum genetik, yapacak bir şey yok.
• Bu hastalıkla yaşamayı öğrenmek zorundasın.

Egzama hastalığına krem, mide yanmasına mide koruyucu, romatizmal hastalığa kortizon…

Şimdilerde baskılama ve hastalık – ilaç eşleştirme tıbbı dediğim bu yaklaşım beni bütüncül tıbba yönlendiren unsurlardandı. Tüm bunların ötesinde tedavinin temellerinden olan hasta – hekim iş birliğini kurmak hastanelerdeki yoğun hasta trafiği, 3 – 4 dakikada bir hasta bakma baskısı ve performans kaygıları ile neredeyse imkansızlaşmıştı.

Bütüncül tıp ile hastalıkların derinine inme

Eğitim hayatım boyunca her zaman insanlara faydalı bir hekim olma arzusu taşıdım ve halen de taşıyorum. Amacım hastalarıma ümit aşılayabileceğim, onların dertlerini uzun uzun dinleyebileceğim, vücudu baskılamak yerine iyileştirme gücünü ortaya çıkarabileceğim, hastalıkların sonuçlarını değil de gerçek nedenlerine odaklanıp tedavi etmek için uğraşabileceğim, kişiye özgü tedavi planlayabileceğim bir hekim olmaktı.

Doğal Tedaviler ve Bütüncül Bakış Açısı tüm hekimlik hayatımı olumlu yönde etkiledi ve yapmak istediğim bu hekimliği yapabileceğimi gösterdi. Bu keşif ile birlikte kendimi bütüncül tıp alanında geliştirmeye, doğal tedavileri öğrenmeye adadım. İstanbul, Ankara ve Konya üçgeninde gerekli eğitimleri alıp doğal tedavi alanında deneyimli hekimler ile çalışarak tecrübe edindikten sonra nihayet Konya’da kendi muayenehanemi açtım. Şimdilerde kendi muayenehanemde bütüncül tıp uygulamalarını doğal tedaviler eşliğinde kişiye özgü olarak uyguluyorum. Modern tıbbın işime yarayan tüm enstrümanlarından faydalanıyorum. Ayrıca tüm dünyada uygulanan en güncel bütüncül tıp tedavi cihazlarını da hastalarımın tedavilerinde kullanıyorum.

KARİYER YOLCULUĞUM

Konya’daki muayenehanemde bütüncül tıp ve doğal tedaviler hizmeti verirken diğer yandan ise Türkiye’de bir ilk olan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde Fitoterapi (Bitkisel Tedavi) doktora programında akademik kariyerimi sürdürüyorum.

Bu anlamda Türkiye’nin ilk fitoterapist hekimlerinden olacağım.

Hastalarımın sağlığına katkıda bulunabilmek, yaşam kalitelerini yükseltmek, iyileşme sonrasında yüzlerindeki o gülümsemeleri görmek adına günümüzün en güncel tedavilerini uygulayabilmek için sayıları yüzleri bulan eğitimleri aldım ve almaya da devam ediyorum.